Adım adım tığ ile mor menekşe nasıl yapılıyormuş bakalım mı?
Şöyle bir hayal ediyoruz. Benim kafamda Mor menekşenin ortası sarı, sonra beyaz açılan yapraklar, sonrasında koyu mor çiçek yaprakları olarak canlandı ve o canlanan resim ile yapmaya başladım.
Geçen hafta sonu annemin doğum günü idi. Ben doğumgünlerinde hediye almayı-vermeyi çok severim. Satın alıp kişilere hediye vermektense kendi el emeğinle yapıp hediye etmesi de çok daha romantik bir düşünce gelir bana. Bu amaçla oturup kendi kendime anneme günlere giderken içine cicili ayakkabılarını koyabileceği bir çanta yapayım istedim. Peki nedir nereden çıkmıştır bu çanta?
Siz de benim gibi otobüste dolmuşta kitap okumayı seven fakat çantası küçük olduğu ıçin çantasına kitap sığdıramayanlardan mısınız? Ne kötü değil mi bir poşette kitabı taşımaya çalışmak!! Işte bunun bir çözümünü buldum. Nam-ı değer “Kitaç”. Kitap taşıma çantası ıle ıstediğiniz an kitabı açıp okuyabilirsiniz sonra kapatıp yolunuza devam edebilirsiniz. Ben kendimce birbirine yakıştırdığım renklerden yaptım. Yapımını anlatmaya gerek yok diye düşünüyorum.
Hayır hayır tam adı; şems siperli serpuş, 25 kasım 1925 de şapka devrimine isyan etmesin mümin kardeşler diye uydurulmuş şapşik bir isim işte. Aslında dünya moda hareketlerinde kıyafeti tam olarak baştan tamamlayan bir aksesuar. Biz Ankara bebeleri bu kar kışta aklımıza getirip kafamızı üşütmeyelim diye kullanıyorsak da, aslında İngilizler için mesela yaz kış kullanılacak bir aksesuar, bak Kate ablama!!
Pelerin sahibi olmak ister misiniz? Nereden aklıma geldi vallahi hiçbir fikrim yok ama bu ara beni bir pelerin giyme hevesi sardı. Üşenmedim interneti araştırdım, bedava kalıp buldum kendimce uyarladım va tataaa!!! Okumaya devam et
Salonuma açılan iki kapının içindeki görüntü ve dağınılık o kadar canımı sıkıyordu ki değmeyin gitsin.
Planınızı önceden yapmadığınız için ya da planı yapmış olsanız bile totonuzu kaldırıp uygulamadığınız için son dakikada harekete geçen insanlardan iseniz, karnınız aç olduğunda kafanız da çalışmadığı için yemekten taviz veremiyorsanız, dolapta ne var ne yok ekmek arasına doldurup yolda bir yerlere yetişmeye çalışırken bir yandan da ağzınızı kocaman açıp sandviçinizi ısırmaya çalışıyorsanız aramıza hoş geldiniz. Üzerime damlayan ketçap lekesini silmeye fırsat bulamadan toplantıya dalmışlığım çoktur benim.
Allah’ım sana geliyorum, saat gecenin 5’i ve evin için dibi tutmuş tencere kokuyor, camları kapıları açtım çıkmıyor Allah çıkmıyor…
Oysa ne kadar zamandan da tasarruf edecek bir fikrim var idi, n’oldu da böyle oldu gelin bakalım…
“Kiş” Ne alaka değil mi? ama bu yaptığıma ne isim vereceğime bir türlü karar veremedim ki!! Ispanaklı turta diyeceğim, turta sanki tatlı olmak zorundaymış gibi geliyor insana, yok ıspanaklı kiş diyim dedim onda da aklıma bu Kemal Sunal filmi geldi. Ne yapacağımı bilemedim.
Fotografı görüyorsunuz. Ankara’da Tarihi Gar önünde barış mitingi yapmak için toplanmış onlarca insan varken henüz daha nasıl olduğu belli olmayacak şekilde art arda yaşan 2 patlamanın sonuçlarını anlatan, üzerinden siyaset yapan insanların sürekli konuştuğu anlarda böylesine güzel görselleri paylaşsam mı paylaşmasam mı emin olamıyorum. Biraz olsun acımızdan uzaklaşsak mı daha iyi, yoksa acıda boğulup yavaş yavaş yok olmasını beklemek mi?
