Tandır (tandori)

tandır et

Allah’ım sana geliyorum, saat gecenin 5’i ve evin için dibi tutmuş tencere kokuyor, camları kapıları açtım çıkmıyor Allah çıkmıyor…

Oysa ne kadar zamandan da tasarruf edecek bir fikrim var idi, n’oldu da böyle oldu gelin bakalım…

Bu öğlen işten izin aldım geldim eve çünkü artık kış gelmeye başladı ama ben henüz kombinin bakımını yaptıramadım Ankara’nın 0’C’nin altına düşecek kış günlerinde hadi ben neyse de çocuklarım donmasın diye bu bakım gerekliydi. Neyse servisi aradım, işte Çarşamba öğleden sonra için haberleştim ve ta taa aklıma başka bir şey daha geldi. Madem evde olacağım markete gitsem bile taşıyamadığım ağır bidonlu deterjan, yağ gibi malzemeleri Migros üzerinden sipariş vereyim istedim. Başladım Migros sanal market uygulamasında sipariş vermeye, gayet başarılı bence gerekli gördüğünüzde denemelisiniz. Daha sonra getirecekleri adresi ve evde olacağım saat dilimini seçtim. O kadar dakikler ki, 2-4 saat aralıklı saat dilimlerinden neredeyse hiç şaşmıyorlar. Kısacası gayet memnun kaldım. Sadece hizmet açısından değil, etlerinin sağlıklı olması açısında da ben migros sanal marketten alışveriş yapmayı severim ve bu sebeple siparişi tamamlarken yarık kuzu kol siparişi de vermiştim. Tabii ki sipariş notuna kavurmalık doğrayalım lütfen gibi bir şey yazmadığım için içinde tek büyük bir kemik bulunan kocaman bir kuzu kol eti geldi. Ben de bu güzelce tandır yapayım ayol dedim. Hiç yaptınız mı bilmem çelik tencere de tandır muhteşem oluyor. Hem eti buzlukta saklayıp dolap kokusunu üstüne sindirmektense pişirip gerekirse sandaviçlerle gerekirse peynir tabağının yanında belki bir kadeh şarap ile tüketilmesi gayet elit oluyor.

Neyse bahsettiğim gibi bütün öğleden sonra kombi bakımı bitip, siparişlerim gelir gelmez azıcık tembellik benim de hakkım deyip pijamalarımı giyip yattım. Boris’i aldım koynuma, Behlül Dariusu da aldım yoganın içine bir uyudum ki sıcacık pehh.

Uyandığımda hava kararmıştı, karnım acıkmıştı, TV de dizi başlamıştı vs. vs. eti pişirme şansım olmadığı gibi dolaba koyduğmu bile unutmuştum. Gece 01:00 de yatmadan su içmeye mutfağa gittiğimde aklıma geldi. Hemen çıkardım marine ettim, dolaba koydum geri ve çalar saati 03:30’a kurdum yattım. Peki neden? Zamandan tasarruf edicem ya. Gece kalkıcam pişiricem tandırımı o pişerken ben uyuyacağım, sabah kalktığımda da sıcacık etim elimde olacak, sandviçimi yapıp öğlen yemeği için yanıma alacağım vs. vs. Ne kadar iyimserim değil mi?

Boş verelim şimdi geceki tandır macerasını da biraz bilgi verelim. Tandır yere açılan kuyular vasıtası ile yatay değilde dikey fırın görevi gören deliklerde yiyecek pişirmeye yarayan icat. Türkiye’nin doğu illerinde çokça kullanılmakta. Hele ki ördek etinin bu tandırlarda pişmişinin muazzam olduğunu iddia ederler ki denemedim ama bir gün mutlaka deneyeceğim. Bizler mutfağın dibine komşuya ulaşacak biçimde kuyu açtıramayacağımıza, fırını uzun süre çalıştırırken gidip elektrik sayacının başında beklemeyeceğimize göre bunu en iyisi kısık ateşte ve tencerede yapalım  dedim.

Malzemeler

½ çay bardağı zeytin yağı

1 çay kaşığı tuz

1 çay kaşığı Çekilmiş karabiber

½ kuzu kol

 Bir tutam kereviz yaprağı kurusu (tercihen)

Etimzi zeytinyağı tuz ve karabiber ile iyice sıvayıp ağzı kapaklı bir kapta buz dolabında 2 saat kadar bekletiyoruz.

kuzu kol marine

Tencereye eti koyup, kapağını kapatıp, altını orta büyüklükteki ocakta çok kısık açıp, 1,5 saat kadar pişiriyoruz.  Et önce kendi kendine tüm suyunu salacak daha sonra bu suyun buharı ile pişmeye devam edecek en son dibi de birazcık kızarmış olacak. Et tencerede kendi kendine pişerken isterseniz sizler salata çorba pilav vs. işlerine dalabilirsiniz çünkü pişinceye kadar kapağını bile açmanıza gerek yok. Ha tabi bunu yaparken benim gibi köylü kurnazlığı yapıp saat kurudum nasıl olsa diye yatıp uyursanız vay halinize. Çalan saati duymayınca insan evi saran tencere dibi tutması kokusuna uyanıyor. Annem duymasın da az daha kalkmasam evi yakabilme ihtimalim de varmış ki.

Sonuç mu? Vallahi tencereye yapışıp kızaran yerleri daha lezzetli olmuş be.  Sadece o koku ile gecenin 5’inde uğraşması mesele. Camları kaplıarı açtım havalndırdım daha çıkmamıştı ben sabah işe giderken.

Pişen eti ne yaptım?

Öğlen iş yerinde bizim bir yemek imkanımız olmadığı için lokum gibi pişmiş etimi sandviç yapıp yanıma aldım. Geri kalanını da diğer günlerde yanına iç pilav yapıp servis etmek için dolaba koydum.

Evet bu pişmiş et fotoğraflarını çekerken sabah 6 idi.

Afiyet olsun.

Bu yazı Genel, Ham hum kategorisine gönderilmiş ve , , , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir