“Bu Polonya da nereden çıktı? “ diyorsunuz şu an ve evet duyuyorum bu mızırdanmaları. Bir önceki yazıda ülkemizin medarı iftiharı lazlar diyarının hamsisinden bahsetmişken, Avrupalılar’ın da tıpkı bizim Karadenizliler’imize uydurduğumuz fıkralarımız gibi fıkralarına konu olan Polonyalılar’ın keklerinden bahsetmemek olur mu hiç?
Bu fıkra kökeni konusunun 1939 da Hitlerin ilk bu ülkeyi işgal etmesiyle bir ilişkisi var mı vallahi bilmiyorum ve bu konuda ahkam kesemeyeceğim. Lise bilgilerimden hatırladığım kadarı ile ünlü kaşif “Copernic” de bu ülkeden çıkmıştı ki o da dünyanın evrenin merkezi olmadığını keşfeden dolayısı ile güneşin çevresinde dönen bir gezegende olduğumuzu modelleyebilen Polonyalı gök bilimcidir (hatta öncesinde din adamıdır). Bu açıdan bence aydınlanma devriminin öncüsüdür. Bu konuda dikkatli olun “ilk söyleyen” demiyorum kesinlikle çünkü söz konusu bilim olduğunda “ilk kim yaptı, kim kimden çaldı, kiminki daha güzeldi?, kim uyduruktan çalıştı?, yok intihal yok hırsızlık” sorularının cevabı daima bir çok polemiği beraberinde getirebiliyor.
Örneğin; Nicolaus Copernicus öyle lise yıllarımdan aklımda kaldığı gibi dünyanın, güneşin etrafında döndüğünü söyleyen ilk kişi değildir. Archimedes’den öğrendiğimiz kadarıyla Nicolaus Copernicus’dan 1000, bizden ise 2300 yıl önce namı değer Sisam’lı Aristarchus, güneş merkezli modeller geliştirmiş fakat Aristo’nun fikirlerine katıksız inanan Yunanlılar’a bu fikirlerini destekleyecek kanıt sunamadığı için bir işe yaramamış ve bu konuda ünlü olamamaıştır.
11. yüzyılda eserlerinde matematik, astronomi gibi çok çeşitli pozitif ilimlerle ilgili 113 kitap yazmış olan Ebu’r Reyhan Muhammed b. Ahmed El Biruni (kısaca Biruni), güneş merkezli bir sistem üzerine teoriler üretmiş ancak eldeki kanıtların, hem güneş hem dünya merkezli sistem için de kullanılabielceğini söyleyerek net bir sonuca ulaşamamıştır.
Daha sonra baskıcı tutumları nedeniyle İspanya da bugün bile etkisi hissedilebilen müslüman düşmanlığına neden olmuş, yıkıldıktan sonra bıraktıkları eserlerin çoğu yıkılmış ya da tahrip edilmiş bir Arap devleti olan Endülüs Emevileri de bu konuda ciddi teoriler üretmiştir. Dolayısı ile Copernic sıfırdan bir teori üretmemiş, yüzyıllardır sürekli savunulmasına rağmen kendisini kanıtlayacak hiçbir deneyin gerçekleştirlemediği yer merkezli teoriye alternatif olarak zaten hali hazırda mevcut olan güneş merkezli sistem teorisi üzerine odaklanmıştır. Gerçi bilim adamlığının yanı sıra din adamıda olan Copernicus egnizisyon mahkemelerinden de korktuğu için zaten yaşamının ilerleyen aşamalarında teorisini ortaya koymuş ve ölümünden birkaç yüzyıl sonra bu teori kabul görmeye ancak başlanmıştır. Bu açıdan adına kek diyerek yapacağım yeni lezzetimin aslında kurabiye hamuru ile yapıldığını bildiğim halde söylememem açısında Copernic ile benzerlik göstermekteyim gibime geliyor.
Kek tarifi vereyim derken Copernic anlatmış, evrenin merkezi teorilerine bir göz atmış olduk ama Polonya keki dediğimiz şeyin de aslında hiç de kek gibi olmadığını da çoktan ifade ettik zaten. Hatta kekin üstündeki kıvırık ve düzensiz hamur parçalarının görüntüsü bence Polonya dilindeki çok fazla sessiz harfin yanyana gelmesine benziyorki bence biraz aşınaysanız klasik müziğe, sadece solo piyano için eser yazan ilk besteci, Polonyali besteci, Fryderyk Chopin’in Polonaise Op.53’i de bu kadar kıpır kıpır hissettirmektedir dersem beni yadırgamayacağınızı düşünüyorum ki, itiraf etmeliyim, Chopin’e ait bir beste çalmak, çikolatalı pasta yemeye benzermiş meğer.
Daha fazla uzatmadan Avrupanın en zengin kömür madenlerine sahip ülkesine pazara gider gibi gidemeyeceğimize, köy köy, kasaba kasaba gezemeyeceğimize göre, o bize kendi ismiyle bilinen keki ile gelsin evlerimize misafir olsun.
Malzemeler;
Hamuru için;
4 adet yumurta sarısı
3 yemek kaşığı pudra şekeri (100 gr)
1 paket vanilya
1 paket kabartmatozu
3 yemek kaşığı oda sıcaklığında margarin (150 gr)
bir çay bardağı sıvıyağ
3 su bardağı un
Hamuru 3’ böldükten sonra bir parçasına eklemek üzere
2 yemek kaşığı kakao
Ara dolguları için;
1 su bardağı şeker
2 yemek kaşığı buğday nişastası
4 yumurta beyazı
1 fiske tuz
Dolguların arasını lezzetlendirmek için;
2 yemek kaşığı reçel
Yapılışı;
Yumurta sarıları, pudra şekeri ve sıvı yağ çırpılır. Bu çırpma eylemi yoğurmaya dönüşeceği için mikserin aparatlarını yıkamak amacıyla çıkarmamız makuldur. Daha sonra un, kabartma tozu, vanilya ve margarin karışıma eklenerek yoğurulur. Hamur ortaya çıktıktan sonra 3 parçaya bölünür.
1 adeti daha önceden yağlayıp unladığımız kelepçeli kek kabına yayılır. Sadece zemini bu hamur ile kaplamanız yeterli, kenarlarına da yaymaya çalışmayın, hiç gerek yok. Geri kalan 2 parça hamurdan birine kakao karıştırılarak tekrar yoğurulur. Bu kakaolu hamur ve son kalan hamur parçası bir poşete koyularak buzluğa yerleştirilir ki 25 dakika orada ferahlasınlar.
Kek kabına yaydığımız hamurun üzerine reçel (ya da marmelat) sürülür. Kolumuzdaki ya da mutfaktaki saate bakarak dondurucya attığımız hamurların tenefüs saatinin dolduğu kannaatini getiriyorsak kakaolu hamuru bir elimize, rendeyi de diğer elimize alarak marmelatın üzerine rendeleriz. Çok sevimli bir görüntü oluşacak emin olabilirsiniz. Bu görüntü göz zevkimizi okşasın diye kek kabımımızı kenara koyuyoruz ve aynı esnada fırınımızı 150 dereceye açıp ısınmaya emrini veriyoruz.
Yumurtalarımızın beyazını bir fıske tuz ile çırpıyoruz. Kar gibi köpük küpük olunca içine azar azar şekerimizi ekliyoruz, daha da kabatrıp köpürüyor ve bu haldeyken köpüğün sönmememsine dikkat ederk nişastayı da iyice karıştırıyoruz. Göz zevkimiz okşayan kakao parçacıklı kek kalıbımıza bu katı köpük kıvamındaki malzemeyi yayıyoruz ve son olarak buzlukdaki son parça hamurumuzu çıkartıp bu köpük katmanının üzerine rendeliyoruz.
Isınmış fırınımıza bu eciş bücüş kekimizi koyarak 45 dak. pişiriyoruz. Genelde 40 dakika diye bahsediyor tarifler lakin bana pek bi beyaz geldiği için 5 dakika daha uzun tuttum fırında.
Pişerken kabarıp dev gibi olacak, dışarı çıkardığınızda ise biraz sönecek ama endişenmeyin kötü olmayacak.
Kalıptan çıkardığınızda katmanların görüntüsü bence çok hoşunuza gidecek;
Afiyet olsun.
