Akvaryum nasıl kurulur (temel düzeyde)

akvaryum nasıl kurulur

Bu güne kadar balığı sırf miyavlamıyor, havlamıyor, kendini sevdirmiyor diye ev hayvanından saymamış, sevmemiş olan zat-ı şahaneme rağmen bir Pazartesi sabahı işe gittiğimde iş yerindeki küçücük fanusta tek başına yaşayan kılıç yam yamı (yanındaki 2 lepistesi kuyruklarından yiyerek öldürdü) görünce bir aydınlanma yaşadım her aydınlanmamda olduğu gibi saplantıya yakın bir istekle evde balık da beslemeliyim, yüzdürmeliyim, irice halka küpelerimden atlatıp sirk hayvanı gibi eğitmeliyim ve bunu da japon balıkları ile yapmalıyım dedim. Kutluyorum yam yamın kendisini, televizyona çıksa bu kadar ilham olamazdı bana… Araştırmalarım (tabii ki herzamanki gibi çok araştırmadım) ve incemelerim (balıklama atladım) sonucunda söyleyebilirim ki  hiç öyle “Kayıp Balık Nemo”’ya bakıp da “aa ben de balık beslesem mi?” diyerek girişilecek bir iş değilmiş…

Edindiğim bilgilere göre ısı değişimine dayanıklı, beslenmesi en kolay balıklardan biriymiş japon balıkları ve bir sürü farklı türü varmış. Kuyruğu tek parca ise safkanmış, safkan ayrımının ne anlamı varsa balıklar içerisinde hiç bir fikrim yok, yok yelpaze şeklinde iki parçalı kuyruğu varsa  kırmaymış. Anne tarafı Belçika kurdu, baba tarafi japon balığı demek gibi bir şey olur her halde, belki de ondan benimkiler kendilerini silikon dudak orfoz sanıyor.

akvaryum nasıl kurulur

Japonların mı balıktan isimlerini aldıkları, yoksa balıkların mı isimlerini japonlardan aldıklarına dair hali hazır koruduğum şüphelerimi gidermek amacıyla gittim Sümbül Pet Shop‘dan en küçük boyundan bir akvaryum ve 4 adet birbirine benzeyen japon balığı aldım. Evrim, devrim ve sirkülasyon adına hiçbir özellik göstermeyen akavaryumum ve içindeki iri kırması japoncuklar hakkındaki ilk gözlemim onlara en uzak noktaya yemi attığımda hepsi aynı ivme ile hızlanıp yemeklerine aynı anda ulaşıyor olmaları. Bu hali ile  şu küçücük akvaryum akvaryum değil, bir nevi balık hipodromu!!

Diğerleri ise söyle;

  • 3o saniyelik hafızalarına rağmen fazlasıyla kişilik sahibi hepsi. Kendilerini avuç içi kadar akvaryumdayken bile  engin denizlerde yüzgeç yarıştırıyor gibi  mutlu ve kımıl kımıl hareketli tutabiliyorlar, poşetten akvaryuma koyduğum andan beri hepsi birer Nemo oldu sanki başıma.
  • “Aç kapa, aç kapa Artema” reklamlarına çıksalar gayet de uygun olurmuş zamanında, hiç durmuyorlar mütemadiyen ağızlarını açıp kapatıyorlar, sağı solu ezberlese ne olduğunu unutur; unuttuğunu bilmez mutlu olur kıvamındalar, ben kimim, hayal miyim diye sormaya niyetleri yok, zaten düşünmek için mercimek tanesi kadar akılları ve bir Ah Muhsin ÜNLÜ şiiri  kadar kısa süreleri var.

japon balığı

  • Akvaryum camına parmak banıp banıp japoncukları ordan oraya top ettim gece boyu, sabah kalktım  tanımadılar beni, 20 yıl boyunca bütün gün, televizyon karşısında bıraksam akvaryumu, yine de Muhteşem Süleyman ve Hürrem’i gördüklerinde “kim lan bunlar?” diyeceklerdir emin oldum.
  • Hepsinden güzeli 4 ünü birden cücük kadar akvaryuma koyduğuma pişman olacakken, bir de baktım ki çoktan geçmiş 30 saniye hafızalar başa sarmış, yeni tanıştıkları sular umman sanki, sanırsınız açık sularda yüzgeçlerini serinletmekteler. Neler döndüğüne tam vakıf olacakken otuz saniyelik süreleri buna izin veremiyor,
  • Yem verdikçe doymak bilmeyen bir bünyeleri var diye hemen yem aramaya başlıyorlar,
  • Birincisi beyaz yoğunluklu albino gibi ama turuncuları da var, güneş görmemiş annesi ondan böyle albino olmuş yavrucak, vızır vızır kıçı başı bir sağa bir sola feykten feyke koşuyor.

japon balığı

  • İkincisi saf turuncu ama bence kendini mor zannediyor, yok balıkların konuşmadığını biliyorum konuşarak söylemedi zaten hisediyorum öyle.

japon balığı

  • Üçüncüsü “Haydar”, sazan balığından kırma (japon balıklarının ataları zaten Çin’deki sazan balıkları imiş) çok iri, ağır kanlı ama koyalıyor hepsini ve yakalyınca öpüyor. Çok ahlaksızlar hep öpüşüp duruyorlar, popolarına kaşıkla vurdum 30 saniye sonra unutup öpüşmeye devam ettiler.

japon balığı

  • Dördüncü turuncu-beyaz garip derecede mutlu bir yavrucak, parende atmak için sürekli hızlanıyormuş edasıyla koşan sporcular gibi, deli yani başka açıklaması yok, o kadar hızlı hareket ediyordu ki tek başına yakalayıp fotoğraflayamadım,

japon balığı

  • Hepsi birbirinden çok keşifçi ve dahası hafızaları hepsini bulamadıkları hakkında umutsuzluğa düşmekten men ediyor ya hafızasızlık, bütün gün aynı şeyi yaparak kıpır kıpır kalabiliyorlar. Suyun dibindeki aynı taşları hep aynı yerden alıp, aynı yüksekliğe çıkarıp ağızlarından bırakıp düşmesini seyrediyorlar. O taşları yiyemedikleri yutamadıkları ve başka farklı hiç bir şey ile karşılaşmadıkları için bütün gün bunları yapıyorlar, evet 4’ü birden!!
  • Youtube da en çok izlenen videolarda olduğu gibi Allah falan demiyor hiç biri, çünkü ses çıkaramıyorlar en azından konuşmak adına, gene de hepsinin mübarek olduğunu düşünüyorum sahsen,
  • Her ne kadar konuşamasalar da insan dilinde, gerek “suyu şapırdamak” olsun gerek “blup blup yapmak ” uyuyan birini uyandıracak kadar ses çıkartabiliyorlar, izlerken uyuya kaldım “kalk yerine yat” diye uyandırdılar,

japon balığı

  • Kedim patisini içine sokup kovalamasın balıkları, suya düşüp boğulmasın diye  ağzı kapaklı akvaryum alıcam diye 4 döndüm  (sadece sümbül pet shop‘da  buldum), Darius Behlül hiç sallamadı akvaryumu da balıkları da, Boris de akvaryumun üstündeki “plastik kapağı ver bana kemireceğim” diye iki mızmızlandı sonra vazgeçti,
  • Bu kadar madde yazdım yine de enteresan olan japoncuklar  mı yoksa etrafındakiler mi emin değilim.

japon balığı

Muhabbet kuşunun suda yaşayan versiyonu, balık besleyenlerin golden retreiveri olan bu turuncu ebleklerin köfte dudakları, çabuk değişen mimikleri ve tontiş yanaklarıyla botoksa ihtiyaç duymayan, televizyondaki evlilik programlara çıkmaya çok müsait bir balık türü olan benim 3 tanecik japonumun hafizası normal seviyede sayılır ama dördüncü çok zeki; belki de tam 50 saniye hafızası var fakat hiç çalışmıyor galiba.

“Doğadaki desenlerin çeşitliliği” diye bir araştırma yapacak olsaydım bu mahşerin 4 atlısı çok başarılı örnekler olabilirdi. Ama gene de en tutuncu olanına elime CD kalemi alıp o muhteşem tutuncusunu bozacak şekilde siyah noktacıklar ekleyesim var gözümü alıyor çünkü rengi!!! Beni elimde kalemle görünce zaten korkuyorlar, mesela diyorum birisinin üzerine Maserati’nin tridentini çizsem, diğerine evsel atık simgesi olmaz mı? Desenlerine göre birbirleri ile hiyerarşik bir yarışa girerler mi ki? Mesela Mesarati tridentili olanın yanına birde “kaderimse çekerim” yazılı bir kamyoncu japonu koysam? Bütün bu kafamda çığ gibi büyüyen sorular ve gen çeşitliliğine ait önemli araştırmalar, bizzat tarafımdan gerçekleştirilen CD kalemli deneylerim sonucu şekillenebilecekti belki ama vicdanımın iç sesine kabul ettiremedim. Sol tarafım “hayvanlara zulüm etme” dedi, sağ  tarafım ise “günah”. Böyle tutucu bir vicdan ile bilimsel gelişmeye nasıl katkıda bulunabilirim ki kendimce de olsa? Birbirinin aynısı ebatta 4 japoncukla ara sıra bakışıyoruz. Minik gözlerindeki endişeyi görünce vicdan azabı çekiyorum!

akvaryum nasıl kurulur

Gene mi cıvıttım ne? Şimdi çocuğuna, çoluğuna, kendisine, baldızına, komşusuna, karısına ya da herhangi bir tanıdığına hayatında ilk akvaryum kuracaklar için nasıl yapılır anlatıyorum. Öncelikle nelere ihtiyacımız var?

1 adet akvaryum (benimki kapaklı en küçük boy sanırım 35 cm)

1 adet lamba (Çok gerekli değil gece gece ortalık şenlensin isterdeniz işe yarıyor)

1 adet filtre (bir hortumlu aparat ile suya hava kabarcıkları üfleyebilir hale dönüşebiliyor)

2 poşet kalınca kum (ya da küçük taş)

½ çay bardağı tuz (bildiğimiz tuz)

1 adet mürekkep gibi garip bir damla (akvaryumcu verecektir size mutlaka)

Balık (benim akvaryumumda en fazla 5 japon yaşayabilirmiş ben 4 adet aldım okey masası kurabilsinler diye)

Beslemek için balık yemi

Akvaryumunuza yetecek kadar en az 48 saat dinlenmiş su ya da benim gibi acelem var diyorsanız damacana suyu

1-      Aldığınız bütün malzemeyi sudan geçirin ama detarjan vs. kullanmayın,

2-     Ellerinizi de iyice yıkayın, fakat deterjan sabun vs. kalmamasına özen gösterin,

3-     Kum en önemlisi, malzemelerimi aldığım Orhan Bey sıkı sıkı tembihledi “Akvaryumun berraklığı senin bu kumu ne kadar güzel yıkadığın ile alakalı, iyice yıka ki bulanık olmasın”, 5 kere karıştıra karıştıra yıkayıp 6. da  suyun içinde bıraktım gidip akvaryumumu kurmaya başladım, yıkamayla arınıp berraklaşmıyordu suyun rengi,

4-     Filtreyi akvaryum camına yapıştırıyoruz, hortumunu dışarıda bırakıyoruz,

5-     Aldığımız ışığı akvaryumun uzun camına yapıştırıyoruz,

6-     Akvaryuma dinlenmiş suyumuzu sınıra 4 parmak kalacak kadar boşluk bırakarak dolduruyoruz,

7-     Akvaryumun içine mürekkepli sıvımızı 10 damla döküyoruz, benim gibi bunun mürekkep renginde ve kıvamında olduğunu bilmeyen biriyseniz aman dikkat, her yeriniz maviye boyanabilir ki benim öyle oldu, (akvaryumun boyutuna göre damla sayısı değişecektir)

8-     ½ çay bardağı (akvaryumun boyutuna göre tuz miktarı değişecektir) tuzu akvaryuma koyup karıştırıyoruz,

9-     Poşetteki suda kımıl kımıl olan balıklarımızı akvaryuma koymadan filtrenin fişini takıyoruz, fır fır çalışmaya başlıyor.

10-  Balıklarımızı poşetten nazikçe akvaryumumuza bırakıyoruz, önce mallaşıyorlar sonra kendilerini engin denizlerde bulmuş gibi coşmaya başlıyorlar

11-   En son kumu birkaç kere daha yıkayınca süzdürüp, kumdan akan suyun berraklığına inandım ve kepçe yardımı ile balıkların üstünden akvaryumun içine yağdırdım. Bazıları kafalarına denk geldi ama onlar umursamadı, yem sanıp ulaşabildiklerinin hepsini ağızlarına alıp geri tükürdüler

12-  Son olarak da akşam sabah vereceğim yemin akşam partisini ekeledim, ekeledim dediysem çok sanmayın ekelediğim yemin hepsi pirinç tanesi kadar bile yoktu, gaddar değilim öyle tembihlendim, sadece hayatta kalacak kadar yem yereceğim kendilerine ki kuru yem yemekten kabız olup, ya da çılgınlarca yemekten obez olup çatlayıp ölmesin yavrucaklar.

 

“hala, ne vakit sana dair birşey olsa; büyüyor büyüyor yüreğim. “

Ah Muhsin ÜNLÜ


Bu yazı Çiçek böcek, Genel kategorisine gönderilmiş ve , , , , , ile etiketlenmiş. Kalıcı bağlantıyı yer imlerinize ekleyin.

Akvaryum nasıl kurulur (temel düzeyde) için 2 cevap

  1. Mehmet Aral der ki:

    Birkaç küçük düzeltme;
    1- Bu boyutta akvaryumlarda balık beslememek gerekir, hele ki böyle Japon türü çok büyüyebilen balıklar, bunu tavsiye eden balıkçı “nasılsa büyümezler ölürler, gelir yenisini alırlar” düşüncesinde olmalı. Mecbur kalınmışsa en fazla 1 çift Japon olabilir.
    2- Tuz koyarken “BİLDİĞİMİZ TUZ” olmaz, rafine tuz olmamalı kaya tuzu olmalı.
    3- Suyun ısısına dikkat etmek gerekir, Japon türü balıklar her ne kadar toleransları yüksekte olsa, en kötü oda sıcaklığında bir suya bırakılmalıdırlar. Sürekli ısıtılmayan bir oda da bulunuyorsa akvaryum o takdirde mutlaka ısıtıcısı olmalı, diğer tür balıklar için ısıtıcı zaten şart. Hatta balıkları ilk koyarken ısıyı poşetteki suyun ısısı ile akvaryum ısısını denkleştirip koymak çok daha sağlıklı olacaktır, bunun için balıkları akvaryuma bırakmadan bir süre poşetiyle akvaryumda tutmak sorunu çözecektir.
    Sağlıklı balıklarınız olsun dilerim,

    • bilgederki der ki:

      Duzeltmeler icin tesekkur ederim. Ben de o kucucuk akvaryumda yavrucaklarin donecek kadar bile yer bulamamasina cok dayanamadim akvaryumumu buyutup 90 litre yaptim.
      Gerci ben bunu yapincaya kadar 2 ay kadar o micik alanda yasadi yavrucaklar. Cok uzun omurlu olmayacaklarindan korkuyordum ama cok sukur hala canavar gibiler. Tabi ki kis aylari geldigi icin ben de bir isitici, kocaman bir filtre ve hava taşı duzenekleriyle kuzularima daha bol oksijenli bir ortam sağlamış oldum.
      Teşekkürler…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir